10 Nisan 2014 Perşembe

OLİGARŞİ DEVLET YÖNETİM BİÇİMİ - Fatma SALAR

                            OLİGARŞİ DEVLET YÖNETİM BİÇİMİ

                                                                                        Fatma SALAR*

      Oligarşi:Bir çeşit devlet yönetimi şeklidir.Bu yönetim şeklinde devletin yönetimi sağlayan  göç bir grubun yada bir ailenin elinde olmasıdır.Yani belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir.
       Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir.Bazı siyaset bilimcileri, yönetim şekli ne olursa olsun her devletin yönetiminde mutlaka bir oligarşi olduğunu belirtirler. Bu siyasetçilerin başında Robert Michels gelir.Bunu ‘Oligarşinin Tunç Yasası`[1] olarak adlandırmışlardır.Robert Michels bu eserinin içeriğini bütünüyle yansıtan ‘Siyasi partiler:Modern Demokrasi Oligarşik Eğilimler Üzerine ` sosyolojik bir araştırmadır.Oligarşinin tunç kanunu olarak bilinen  teorinin özünü  demokratik örgütlerden  söz etmek demek oligarşiden söz etmek demektir.`Şeklinde ki tez oluiturmaktır.Ayrıca demokratik bir örgüt ne kadar büyürse oligarşide o denli güçlenmektedir.
      Oligarşi yönetim şekline örnek vermek gerekirse İran, Küba, Sovyetler Birliği bu gruptadır.Oligarşi demokratik bir yönetim şekli değildir.Çünkü demokratik olabilmesi için yönetime halkın sadece bir kesimi değil tamamı katılmalıdır.
     Oligarşide esas olan,  soru sorma, tenkit etme, hızlı kontrol ve hesap  verme  müesesenin tesirli şekilde mevcut  olmayışıdır.Bu sebeple meşrutiyeti kabul edilmiş adil  idarelerin oligarşiye  dönüşmesi için güçlü esas ve kaideler konulmaktadır.
      Oligarşi  çeşitli şekillerde teşkil edebilmektedir.[2]
      a)Parti Oligarşisi:Siyasi partilerin  bünyesinde güçlü bir grup  veya hizbin partinin faaliyetince kademelerinde hakimiyet kurarak kendi istekleri doğrultusunda yönlendirilmesine denir. Bunun zıddı olan,
      b)Parti içi Demokrasi:Üyelerin isteklerini ve seslerini kaidelere göre en üst kademelere duyurabilmeleri, parti organlarının baskı olmaksızın faaliyet gösterebilmeleri demektir.
      c)Mali Oligarşisi (Sanayiciler Oligarşisi ):Ekonomik hüviyetindeki olgarşi çeşitlerindendir.
      d)Süper Devlet Oligarşisi:Dünya siyasetinde de ABD VE Eski Sovyetler Birliği’nin anlaşarak, uzlaşarak istedikleri  çözümü kabul ettirdikleri “ Süper  Devletler Oligarşisi’’ nden bahsedebilmekteydi.
      Günümüzde ve tarihte çeşitli oligarşik  idarelere rastlanmaktadır.Nomenklaturanın  Sovyetler Birliğindeki iktidarı, toprak sahipleri,tüccarlar ve özel gemi imalatçılarının bir araya gelerek oligarşik bir idare kurdukları Kartaca Devleti, Isparta ve Atina devletleri örnek olarak gösterilebilr.Osmanlı Devletinde adalet, devletin dayandığı temel prensiplerden birisi olduğu için, oligarşik bir idare tarzı teşekkül etmemiştir.
Günümüzde hala bu yönetim şekline sahip devletler vardır. Zaten oligarşide halkın yönetimde söz sahibi olmadığını düşünürsek bu yönetim şeklinin  daha çok gelişmemiş ülkelerde uygulandığını söyleyebiliriz.geçmişte oligarşi(Aristokrasi)ile yönetilen ülkeler, Eski çağda Roma ,Yunanistan.Günümüzde Cezayir,Irak ve   Suriye gibi ülkeler oligarşik devletlerdir.
Bazı Oligarşi Çeşitleri
1)Meritokrasi
2)Plütokrasi
3)Aritokrasi
4)Teknokrasi
5)Jüritokrasi
1) Meritokrasi: Yönetimin yetenek ve bilgiye dayalı olarak el değiştirdiği bir  sistemdir. Yönetim iradesi,soyluluk,zenginlik,yada rutbelere bağlı olarak değil,tamamen kişilerin yönetim becerisine ve yönetime dair sahip oldukları bilgiye bağlıdır.Üstün özelikler sahip olduğu düşünülen kişiler arasında yapılan eleme sonucunda devletin yönetim idaresinin belirlediği meritokrasi, bu özelliği ile kendi içinde son derece  adil ve fırsat tanıyan bir yapıya sahiptir.Adam kayırma olarak tanımlanan tüm hareketlerin tamamen yasaklandığı meriktokrasi yönetiminde, kamu yönetimi bu konu hakkında daha bilgiolan insanlara bırakılır             
Kamunun daha bilgili kişiler tarafından yönetilmesine imkan tanıyan meritokrasiye en iyi örnek,Osmanlı Devletindeki “devşirme” sistemidir.
      Devlet yönetiminin üst kademelerinde “zeka,kuvvet,güç,hitap yeteneği,çalışkanlık” gibi vasıfların arandığı meritokrasi sistemi, toplumun en iyi şekilde yönetilebilecek kişilerin yönetime geldiği bir sistemdir.Böylece gerekli donanıma sahip kişilerin “hak ettikleri” makamlarda görev yaparak milletin en iyi şekilde  yönetilmesini sağlamış olur.Soylu kişilerin veya burjuvaların yönetim elinde tuttuğu sistemlerden tamamen farklı olan meritokrasi  bu özelliği ile monarşi yönetiminden de  ayrılır.
      İngiltere merkezli Meritocracy Darty 5 maddeden oluşan bir manifesto yayımlamıştır. Bu maddeler şu şekilde sıralıyabilirz[3].
1)Kayırmacılık Yoktur:Ailenizin değil sizin kim olduğunuz önemlidir.
2)Yandaşlık Yoktur: Başkaların sizin için ne yapabildiği değil sizin ne yapabildiğinizönemlidir.
3)Ayrımcılık Yoktur:Cinsiyet,ırk,din,yaş,geçmiş önemsizdir.Yetenek her şeydir.
4)Eşit İmkanlar:Herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yer gidersiniz.
5)Tatminler Erdemler:En başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
2)Plütokrasi[4]:Zenginlik ve beraberinde gücü elinde bulunduran insanlar topluluğunun oligarşik bir sistemde (sadece belirli bir grubun bir ülkeyi yönetmesi)devlet yöneticisi olmasına  denir. Bu iktisadi iktidar egemenliği tarihte sıkça görülür ancak zaman diğer yönetim sistemleriyle iç içedir.
       Plütokrasi, bir devlet görevini el altında tutmanın, o görevde bulunmanın zenginlik elde etmenin yolu, aracı olduğu yönetim biçiminden ayırılmalıdır. ABD demokrasisi plütokrasi olma yolunda bir eğilime sahiptir. Halbuki plütoktarik olmayan demokratik merkeziyetçilik sistemi önemli devlet görevleriyle mühim miktarda zenginlik elde edilmesine meydan verir. Bu tanıma tamı tamına uyan bir örnek bulmak zordur.
Fransa'da Louis Philippe yönetimi (1830-48) altında yüksek ölçüde mülkiyet sahipliğine dayanan kiralama yöntemi ve ABD'de 19. asrın son yıllarındaki Amerikan politikasında zenginlere açık görevler, roller bu toplumlara kısmi bir plütokratik nitelik kazandırmaktadır.
3)Aristokrasi:Bir ülkeyi  yöneten soylular topluluğu Aristokrasi, Platon ve Aristoteles tarafından geliştirilmiş olan bir terimdir. Platon ve Aristoteles gerçek anlamda bir yönetim modeli olarak, aristokrasiyi, yani, ahlâksal ve entellektüel bakımdan üstün ya da en iyi olan az sayıdaki insanın yönetimini önermişlerdir. Başka bir deyişle. Platon ve Aristoteles’te aristokrasi, toplumun en ahlâklı ve en aydın üstün kesimini oluşturan bir azınlığın, halkın çıkarları doğrultusundaki yönetimidir.[5]
Üç türlü aristokrasi vardır; birincisi yaş ve kıdem; ikincisi servet; üçüncüsü akıl ve bilgidir. En şereflisi sonuncusudur
a) soylu erki    b)soylular sınıfı   c)soylular topluluğu
bir ülkenin yönetimini soyluların yürütmesi.Aristokrat denilen soyluların pek çok ayrıcalıkları vardır.Bu çeşit idareye Eski Venedik Cumhuriyeti örnek gösterilebilir.
      Günümüzde ise Birleşik Krallık dahil  çoğu Avrupa ülkesi aristokratik unvanları hala kullanmakta.
4)Teknokrasi:Alınan karaları bireylerin veya kitlelerin ihtiyaçları değil,mevcut teknik imkanların etkilediği yönetim modelidir.Terim ilk kez 1910 yılında William smith adındaki bir Amerkalı tarafından sosyal organizasyon teorisi ve ulusal endüstri Managemet  sistemi adı altında tarif edilmiş ve geliştirilmiştir.
      Teknokrasinin başlıca özellikleri şunlardır.
a)Siyasi kurumların iktidarı, teknokratlardan oluşan “uzmanlar kuruluna’’ devredilir.
b)Siyasi ve ekonomik süreçler bilime ve rasyonalizme dayandırılır.
       Teknokrasi taslağını 1912 yılında ilk Thorstein Veblen  öne sürdü.Veblen’e göre sibernetik sistemlere hakim oldukları için  mühendislerin devleti yönetmesi gerekir.Daha çok Büyük Bunalım’ın egemen olduğun 1929 sonrasında zemin bulmuştur.Günümüzde  ise sadece ansiklopedik yaklaşımlarla ele alınmakla yetinilmektedir.
5)Jüristokrasi:Yargıçlar yönetimi olarak tanımlanmaktadır. Demokrasiye  zıt bir kavramdır.Oligarşik bir yönetim biçimidir ve milli irade göz ardı edilir.Jüristokrasi, fonksiyon gaspı  ile de tanımlanmaktadır.Olgunlaşmış demokrasilerde sıklıkla görülen Jüristokrasi’de yargı kurumunun başındakilerin yorum kabiliyeti  ön plana çıkar ve yargıçların yorumları ile şekillenen kanunlar ile ülke yönetilmeye çalışılır.[6]


        Kaynakça:
 http://tr.wikipedia.org/wiki/Oligarşi
http://karacaemre23.blogspot.com.tr/2010/01/oligarsinin-tunc-yasasi-kanunu.html
http://oligarsi.nedir.com/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Meritokrasi
http://www.msxlabs.org/forum/siyasal-bilimler/322000-devlet-yonetim-bicimleri-plutokrasi.html
http://bilimlersitesi.tr.gg/Aristokrasi-nedir--f-.htm http://anayasamahkemesi.blogspot.com.tr/2008/06/jristokrasi-nedir.html



*Muş Alparslan Üniversitesi  Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Lisans Öğrencisi
[1] http://karacaemre23.blogspot.com.tr/2010/01/oligarsinin-tunc-yasasi-kanunu.html
[2] http://oligarsi.nedir.com/
[3] http://tr.wikipedia.org/wiki/Meritokrasi
[4] http://www.msxlabs.org/forum/siyasal-bilimler/322000-devlet-yonetim-bicimleri-plutokrasi.html
[5] http://bilimlersitesi.tr.gg/Aristokrasi-nedir--f-.htm
[6] http://anayasamahkemesi.blogspot.com.tr/2008/06/jristokrasi-nedir.html

4 yorum:

  1. İran Rusya ve Küba'yı oligarşiye örmek göstermeniz kavramı içeriğini anlamadığınızı ortaya koyuyor ve çok komik duruyor. Yazınızda zaten ordan burdan copy/past olmuş

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil