KAST SİSTEMİ
Leyla SÖZCÜ[1]
Giriş
Portekizce’de
‘’ırk’’ anlamına gelen kast, bir kişinin toplumsal konumunun yaşam boyu belirli
olduğu toplumsal düzendir. Bundan dolayı kast toplumlarında, farklı toplumsal
seviyeler birbirine kapalıdır. Yani tüm bireyler yaşamları boyunca doğdukları
toplumsal seviyede kalmak zorundadırlar.
Herkesin
toplumsal konumu, doğumla kazanılan ve
bundan dolayı sonradan değişileceğine inanılmayan kişisel
özniteliklerine soy ve etnik bağ gibi anlaşılan (çoğunlukla fiziksel
özniteliklere ve ton rengine dayanan ), atalarından gelen din kasta dayanır.
Bir kişi bir kastın içinde doğar ve yaşamı boyunca da bu kastta kalır. Bir
bakıma kast toplumları sınıfsal konumunun doğumla kazanıldığı, sınıflı
toplumların özel bir türüdür.
Bunlar
1992’de beyaz yasalarının sona ermesinden önceki Güney Afrika’da ve
Hindistan’ın kırsal kesimlerinde olduğu gibi, gelişmemiş sanayici kapitalist
toplumlar olan tarım toplumlarına özgüdür(Giddens,2012: 341-342).
Kast düzenleri
modern zamanlardan önce dünyanın tümünde bulunuyordu. Örneğin Avrupa’da,
Yahudiler sık sık başka bir kast olarak görülmüş, kısıtlı belli bir mekanda
yaşamaya zorlanmışlar ve Yahudi olmayanlarla evlenmeleri ( bir dereceye kadar
etkileşim kurmaları da) yasaklanmıştır. ‘’Getto’’ terimi, Venedik sözcük olan
‘’dökümhane’’den türemiştir, ilk resmi Yahudi sitesi, 1516 da Venedik hükümeti
tarafından kurulmuştur. Sonuç olarak terim, ABD kentlerindeki, kast benzeri
ırksal nitelikleri ve etnik farklılıklarıyla azınlık mekanlarını betimlemek
için kullanılmadan çok önceleri Yahudilerin yasal olarak yaşamaya zorlandığı
Avrupa kentlerindeki bu kesimleri dile getirir olmuştur (Britannica, 1992).
Kast
düzenlerinde, diğer kastların üyeleriyle bağlantı kurmak şiddetle
caydırılmıştır. Böylece kastın ‘’arılığı’’, yasalar ve geleneklerin
gerektirdiği biçimde bir toplumsal öbek içerisindeki biriyle evlilik olan,
içevliliğin kuralları yoluyla sürdürülmüştür (Giddens,2012: 341-342).
KAST SİSTEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1.
Her kastın bir adı vardır ve kasta mensup olan kişiler kendi adlarıyla
birlikte kastlarının adını zikrederler.
2. Kapalı bir toplumsal
tabakalaşma sistemi olup; bireyler kast içindeki statülerine doğumlarıyla sahip
olmuşlardır ve bu statü, yaşam boyu aynı kalmaktadır.
3.
Yemek bağları önem bakımından evlilik bağlarından sonra gelir. Genel
olarak bir Hindu kendisinden aşağı kasttan birisiyle yemek yiyemez; keza
onların pişirdikleri yemeği de yiyemez. Bazı aşağı kastların vardır ki
gölgeleri bir yemeğin üstüne gelmesi yemeğin yüksek kastlar tarafından pislik
olarak görülmesine sebebiyet verir.
4.
Aşağılık sayılan işler (lağımcılık, süprüntücülük gibi) sadece aşağı
kastlar tarafından yapılır.
5.
Kast usullerine saygısızlık ve itaatsizliğin en büyük cezası kasttan
atılmaktır. Atılan kişinin kasta yeniden dönmesi için; Kast’tan af dilemek,
kendini alçaltmak, uzakta bir mabedi ziyaret etmek ve Gence de yıkanmak, baş ve dilini kızgın demirle
dağlamak, ineğin beş mahsulünden yapılmış bir karışımı (süt, yağ, aymak ve iki
pislik) yemek.
6.
Her kastın kendisine özel merasimleri vardır. Bunlardan en önemlisi bağ
veya ip takma merasimidir. 7 ve 9 yaşları arasındaki erkek çocuklarına birkaç
gün süren şenliklerde boyunlarına ip asılır ve bu ipi ölünceye kadar taşırlar.
Bu merasimden sonra tam bir Hindu sayılırlar.
KAST SİSTEMİNDE SINIFLAR
Kast sistemini ayakta tutan üçüncü
etmen, kurumsal bir öğe olan reenkarnasyon ile ‘’Varna’’ (renk) öğretisi tüm
insanların doğuştan şu dört kasta ayrıldığını savunur:
1.
Dua eden Brahmanlar (rahipler ve bilginler)
2.
Savaşan Ksatriyalar (prensler ve askerler)
3.
Çalışan Vaisyalar (esnaf ve çiftçiler)
4.
Kirli işleri gören Şudralar
(şudralar: köleler ve işçiler)
Kast sistemi,
kendi içinde oluşturduğu ‘’geçirmemezlik’’ duruşunun korunmasını, Hindu
inancındaki reenkarnasyon düşüncesine borçludur. Gerçekten reenkarnasyon
öğretisi, kastı, babatan oğla geçen ve ruhları daha önceki yaşamlarında
yaptıklarından dolayı ödüllendirme ya da cezalandırma amacıyla yaratılmış
tanrısal bir kurum gibi göstermekle, sisteme mantıksal bir açıklama ve haklı
gösterme olanağı sağladı.
Kast sistemi
ilkel atalarının büyü törenlerini, muskalarını ve düşünce alışkanlıklarını
koruyan halklarca sürdürülen çok ilkel ve çok eski düşünce ve davranış
kalıpları hit toplumunun dokusu içinde yarı gizlenmiş olarak kaldı (Özkalp,1983:
131-132)
Kaynakça
Giddens, A. (2012). sosyoloji. İstanbul:
Kırmızı Yayınları.
Özkalp, E. (2012). Davranış
Bilimlerine Giriş. İstanbul.
Temel Brinnica. (1992). İstanbul: Ana Yayıncılık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder