SOSYAL PSİKOLOJİ
GİRİŞ
Berdel, bir evlilik töresi. Gelin
değiş tokuşu. İkiz evlilik. Bir aile, genellikle yoksulluk sebebiyle, bir
aileden gelin almak için kendi kızını gelin olarak o aileye verir. Berdel;
varlıklarına geçici olarak göz yumulan
birey anlamına gelir. Berdel, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da başlık parası
denkleştiremeyenlerin başvurdukları bir yöntemdir. Aileler, kız çocuklarını
aralarında değişerek erkek çocuklarıyla evlendirirlerBir kız,
baba, amca ya da amcasının oğlu için de berdel usulü evlendirilebilmekte ve
çıkan kan davalarında kızların 'kan berdeli' ya da 'kanın
rüşveti' olarak karşı tarafla 'verildikleri' gözlemlenmektedir. Berdel usulü evliliklerde, berdel yapan
aileler artık akraba olurlar ve akraba oldukları için eğer kan davası varsa kan davası biter. Bazı durumlarda kan
davasının bitmesi için de berdel usulü evlilikler yapılmaktadır. Ayrıca değiş tokuş.doğuda hala
var olan;erkek çocuğu olmayan adamın kendi kızını başka bir doğurgan, hatunla
takas etmesi.
"Berdel ülkemizde maalesef halen
yaşanan, önünü alamadığımız bir dram... Düşünün ki bir kızı, ona sormadan
etmeden gelin verip, karşı taraftan yine aynı şekilde başka kız alıyorsunuz.
Ama karşı tarafın boşta erkeği varsa, onu da eldeki kızlardan birine uydurmaya
çalışıyorlar, ya da karşılığında arazi ve sürü verilebiliyor. Öylesi de var...
Ha o olmazsa veya ihtilaflı araziyse, hisseli tarlaysa mesela... Bu sefer yakın
ailelerden sezonluk kiralanan kızlar, yine aynı ailenin karşı tarafa gidecek
kızıyla, evin en ufak erkeğinin de rızası olduğu takdir de ki onun da beşik
kertmesi burada devreye girer.
Yücel (2008: 80) kitabında berdelin yapılmasının
nedeni olarak öncelikle Eskiler başlık parası vermektense, berdel yapıyorlardı
ve kimse başlık vererek kız alacak hali yoktu. İkinci neden olarak ise aileyi
sevmeyenlerin olduğunu ve bu yüzden hep yakın akrabalarıyla berdel yaparak
birbirlerini korumak amacıyla berdel yapıldığını söyler.[1]
Berdel'in yürek
yakan acısı
Diyarbakır'da
berdelle evlenen Mehmet Baran 11 çocuklu kız kardeşinin eşini vurdu. Eşi de
ağabeyini öldüren Mehmet Baran'ı terk ederek 8 çocuğuyla baba evine sığındı
Diyarbakır'da berdel usulüyle birbirlerinin kız kardeşleriyle evli
olan 8 çocuk babası Mehmet Baran, 11 çocuklu Kadri Bahadır'ı öldürdü. Oğulları
öldürülen Bahadır ailesi gelinlerini, 'torunlarımızın anası' diyerek
sahiplendi. Diğer kadın ise 'eşim bile olsa, katilin evinde kalmam' diye
çocuklarıyla birlikte evi terk etti. Doğu ve Güneydoğu'da sıkça görülen
"berdel" (alınan kız karşılığında başlık parası yerine kız verme)
usulü iki evlilikten geriye 2 kadın, 19 çocuk ve tarifsiz bir dram kaldı. Eğil
ilçesinin Sarıca köyünde Mehmet Baran (36) ile Kadri Bahadır (45),
birbirlerinin kız kardeşleriyle evlendi. Mehmet Baran'ın eşi Meryem annesinin
evini ziyarete gidince buna öfkelenen kocası haber gönderip derhal eve
dönmesini istedi. Dayak yemekten korkan kadın, eve gelen ağabeyi Kadri
Bahadır'a, eşinin çok sinirli olduğunu ve kendisine eziyet edip hakaretlerde
bulunduğunu söyledi. Kız kardeşinin daha önce de şiddet görmesinden rahatsız
olan Kadri Bahadır, Baran'ın evine gitti. Daha eve girer girmez Mehmet Baran,
üzerindeki tabancayla Bahadır'ı öldürdü. Tutuklanan Baran, 18 yıl hapis cezası
aldı.
Kocalardan biri mezara diğeri cezaevine gitti, cinayet davası da sonuçlandı ancak asıl dramı bir başlarına kalan 2 kadın ve 19 çocuk yaşamaya başladı. Fatma Bahadır, 11 çocuğuyla birlikte, kayınpederinin evinde güç koşullarda yaşam savaşı veriyor. Berdel ve cinayet kurbanı diğer kadın, Mehmet Baran'ın eşi Meryem Baran ise, ağabeyinin katilinin evinde yaşamak istemediği için 8 çocuğuyla birlikte köyden kaçtı. Maddi hiçbir gelirleri olmayan kadın ve çocuklarının yardıma muhtaç halde ilçe merkezindeki bir gecekonduda yaşadığı öğrenildi.
Ölen Kadri Bahadır'ın babası Mehmet Bahadır, oğlunu kaybettikten sonra töreler emretse bile gelinlerini baba evine yollamadıklarını belirterek, "Gelinimiz oğlumuzu öldüren katilin kız kardeşi olsa da benim 11 torunumun anasıdır. Oğlumuzun bize emanetidir. Annelerini göndersek bu 11 çocuk ne olacak? Zaten babasız kaldılar bir de anasız mı kalsınlar? Töreleri uygulayacak durumda değiliz. Biz bakıyoruz ama bizim de gücümüzün sınırı var. Bütün bu acılarımızın nedeni berdel belasıdır. Biri kızım biri gelinim, 19 torunum sefil oldu. Hepsi sefalet içinde yaşıyor" dedi. [2]
Kocalardan biri mezara diğeri cezaevine gitti, cinayet davası da sonuçlandı ancak asıl dramı bir başlarına kalan 2 kadın ve 19 çocuk yaşamaya başladı. Fatma Bahadır, 11 çocuğuyla birlikte, kayınpederinin evinde güç koşullarda yaşam savaşı veriyor. Berdel ve cinayet kurbanı diğer kadın, Mehmet Baran'ın eşi Meryem Baran ise, ağabeyinin katilinin evinde yaşamak istemediği için 8 çocuğuyla birlikte köyden kaçtı. Maddi hiçbir gelirleri olmayan kadın ve çocuklarının yardıma muhtaç halde ilçe merkezindeki bir gecekonduda yaşadığı öğrenildi.
Ölen Kadri Bahadır'ın babası Mehmet Bahadır, oğlunu kaybettikten sonra töreler emretse bile gelinlerini baba evine yollamadıklarını belirterek, "Gelinimiz oğlumuzu öldüren katilin kız kardeşi olsa da benim 11 torunumun anasıdır. Oğlumuzun bize emanetidir. Annelerini göndersek bu 11 çocuk ne olacak? Zaten babasız kaldılar bir de anasız mı kalsınlar? Töreleri uygulayacak durumda değiliz. Biz bakıyoruz ama bizim de gücümüzün sınırı var. Bütün bu acılarımızın nedeni berdel belasıdır. Biri kızım biri gelinim, 19 torunum sefil oldu. Hepsi sefalet içinde yaşıyor" dedi. [2]
Çağ dışı, insani hiç
bir tarafı olamayan, kadının bir mal olarak görüldüğü yerlerde yapılan
berdellerin sonunda; 17/ 12/ 2013 sabah gazetesinin gündeme getirdiği haberin
sonucu da gösteriyor ki berdeller iki yuvanın mutlu olması için yapılan bir
eylem olmayıp aksine iki yuvanın sönmesine neden olmaktadır. Berdel yapılan
ailelerin birinde en küçük bir uyuşmazlık-anlaşmazlık- sonucunda diğer berdelde
de anlaşmazlığın sorunun yaşanmasına neden olup iki berdelde de olumsuz
davranışlar sergilene neden olur. Yani bir aile
eğer diğerine kız veriyorsa, onun karşılığında da gelin verdiği evden bir gelin
alıyor. Bu evliliklerden herhangi biri bozulursa, diğeri de otomatik olarak
bozulmuş oluyor. Eğer kızlardan biri ölürse, kızın kız kardeşlerinden biri
eniştesiyle zorla evlendirilerek berdel'in sürmesi sağlanıyor Bütün bu
anlaşmazlıkların sonucunda zarar görenler ise berdelin gerçekleşmesini
isteyenler değil, berdel kurbanı olan çocuk denilecek yaşta zorla evlendirilen
küçük gelinler ve onların dünya’ya getirdiği,
kendileri gibi hiç günahı olmayan çocuklardır. Aslında berdel sadece hep
aşağılanan, hep hor görülen kadınların yürek burkan dramı . Her gün aile
meclisi zoruyla tanımadığı birine satılan genç kızların düğünlerinde silahlar
patlarken o kızların hayatlarının sönmesi. Bu kızların tek suçu ise Yüreği yoksul ve
namuslu olmak.
Mesela Diyarbakır’daki berdelin yürek acısına benzer
örnekler bir değil, birden çoktur. Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Yaprak tepe
köyünde 12 yaşında berdel usulüyle evlendirilen ve 14 yaşında şüpheli şekilde
ölen Kader Ertem’in yaşadığı köyde bütün çocuklara zorla dayatılan bir kader olduğu ortaya
çıktı. Kader’in doğum yeri olan
Van’ın
Çatak ilçesine bağlı Reşan (Rêşan) mezrasında henüz 12 yaşındayken berdel usulüyle
evlendirilen Kader Ertem’in kısa yaşamı birçoğu ölüme götüren eril sistemin
özeti gibi. 14 nüfuslu bir ailenin 7′inci çocuğu olarak dünyaya gelen ve hiç
okula gitmeyen Kader’in babası 1997 yılında köyde çıkan bir kavga sonucu
cezaevine düşer. Babası dışında kendilerine bakan kimsenin olmadığı Kader, daha
sonra babasının cezaevinden çıkması ile nüfusa yazılır. Nüfusta 2000 doğumlu
olarak yazılan Kader, henüz 12 yaşında iken berdel usulüyle Mehmet Atak ile
evlendirildi. 13 yaşında anne olan ve bir yıl sonra ikinci çocuğuna hamileyken
düşük yapan Kader, 14 yaşında evinde silahla vurulmuş bir halde bulundu.
Kader’in 3 ablası da kendisi gibi
berdel usulüyle evlendirilmiş. Reşan köyünde tüm kadınlara dayatılan ve acısı
olan berdel, kadınlar için adeta sistemli bir düzen haline getirilmiş. Köyde
onlarca çocuk, 15 yaşını doldurmadan “berdel” adı altında evlendiriliyor.
Berdele karşılık babalar diğer ailenin kız çocuklarını ya kendisi için ikinci
eş yada erkek çocukları için alıyor. Kardeşini en son evlendirildiği gün
gördüğünü söyleyen Kader’in ablası Asya Ertem, “Ben kardeşimi en son
evlendirilirken gördüm. Bizim kaderimiz de kardeşimizinkinden farklı değil. Biz
3 abla da kardeşimiz gibi berdel usulüyle evlendirildik. Açıkçası bu acı tüm
bölgenin gerçekliğidir. Artık bu soruna bir çözüm bulunmalı ve çocuk yaşta
kadınlar evlendirilmemelidir” dedi.
Erken evlilik nedeniyle
psikolojik olarak büyük travmalar yaşadığını söyleyen abla Asya Ertem,
evlendikleri vakit kendilerine eş olacak insanların yüzlerini göremediklerini,
evlendirdikleri eve gidince eşleri ile tanıştıklarını söyleyerek, “Bölgede
kadına verilen bir önem yok, kadınlar eşya gibi kullanılıyor. Hiçbirimiz
severek ya da isteyerek evlenmedik. Evlendiğimizde de kaderimiz bu diyerek,
yaşanan her acıya da boyun eğmek durumunda kalıyoruz. Son yıllarda belki bir
azalma olduysa da bu tamamen bitmedi, çünkü çocuk yaştaki kadınların acıları
halen devam ediyor. Ben bir anne olarak asla kızımın böyle bir evlilik
yapmasına izin vermem. Çünkü bu bizim kaderimiz değil, bunu önlemek için
herkesimin harekete geçmesi ve erken evliliği önlemek için çalışma yapması
gerekiyor” dedi.
Baba 2 evlilik yapmış. Kader’in acılarla dolu yaşamından annesi de payını almış. Annesi üzerine kuma getirilen Kader’in babası Musa Ertem 2 evli. 2 eşinden 14 çocuğu bulunan Ertem’in Ertem gibi köyde bulunan erkeklerin tamamına yakını 2 evli ve her evde onlarca nüfus yaşıyor. 2 evliliğin “şan ve şöhret” gösterisi olarak gösterildiği köyde yurttaşlar geçimlerini ise besledikleri hayvanlarla sağlıyor. Yaptıklarının yanlış olduğunu, ama geçmişten beri 2 evlilik yaptıklarını söyleyen köylüler, bunun nedenin ise eğitimsizlik ve özentiden kaynaklı olduğunu dile getiriyor.
Baba 2 evlilik yapmış. Kader’in acılarla dolu yaşamından annesi de payını almış. Annesi üzerine kuma getirilen Kader’in babası Musa Ertem 2 evli. 2 eşinden 14 çocuğu bulunan Ertem’in Ertem gibi köyde bulunan erkeklerin tamamına yakını 2 evli ve her evde onlarca nüfus yaşıyor. 2 evliliğin “şan ve şöhret” gösterisi olarak gösterildiği köyde yurttaşlar geçimlerini ise besledikleri hayvanlarla sağlıyor. Yaptıklarının yanlış olduğunu, ama geçmişten beri 2 evlilik yaptıklarını söyleyen köylüler, bunun nedenin ise eğitimsizlik ve özentiden kaynaklı olduğunu dile getiriyor.
İsmini vermek istemeyen köy
sakinlerinden bir yurttaş, köydeki çocukların çoğunun 13 ila 14 yaşları
arasında evlendirildiğini söyledi. Köyde daha önce okulun olmadığını, son 3
yıldır köyde okul açıldığını belirtenler, eğitimsizlik ve fakirliğin berdelin
en önemli nedenlerden birisi olduğunu ifade etti. 4′üncü sınıftan itibaren kız
çocuklarının okula gönderilmediğini ve 2-3 yıl sonra berdel ya da yüklü
miktarda paralarla istemediği kişilerce evlendirildiğini söyleyen yurttaş, “Bu
köyde olduğu gibi Doğu’da her tarafında özellikle şehir hayatından uzak köylerde
berdel ve yüklü miktarlardaki paralarla evlendirilme almış başını gidiyor. Bu
köyde bulunan kız çocuklarının tamamı 13-14 yaşına geldi mi evlendiriliyor.
Köyde 4 yıllık ilkokul var, 4 yıl sonra okulu bitiren hiçbir kız çocuğunun
okula gitmesine izin verilmiyor. Bu acı sadece bu köyle sınırlı değil, Doğunun
bütün köylerinde bu durum aynen böyle.
Küçük yaşta kızını evlendiren ve kızının
ölümü ile sonuçlanan olay üzerine Çatak Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadesi
alınmak üzere savcılığa davet edilen baba Musa Ertem ise savcılık çıkışında
yaptığı açıklamada, kızının ölümünün şüpheli olduğunu söylemişti. Olayın
araştırılmasını isteyen baba Ertem, “Kızımın ölümüne ilişkin şüphelerimiz var.
Kızımın bildiğim kadarıyla bir sorunu yoktu. İlkin kızımın tabanca ile intihar
ettiğini söylediler. Ama otopside kızımın kırma diye tabir edilen av tüfeği ile
öldüğü tespit edildi. Biz de savcılığa olayın araştırılmasını istedi. Aile
olarak üzgünüz, kızımın çocuğu annesiz kaldı” dedi.[3]
Aslında Kader’in yaşadığı bu dram Berdel denilen takas türü evlilik;
halkımızın bir kesiminin ve özellikle anaların, kızların yaşadığı iç gerçeği
suratımıza vuruyor. Berdel erkeği yücelten bir gelenek kadına hiçbir hak
sunamaz. Bu gerçeği anlamayan, hala savunan toplumumuz için berdel anıtı dikmek
daha doğru bir hareket olurdu.
Esma
Ocak(1982) Güneydoğu'da geçen bu hikaye’ye göre;
Hanım, bir Anadolu kadını olarak hayatını evine ve eşine adamasına rağmen evde tek bir varlığın eksiği sürekli hissedilmektedir; Bir erkek çocuk. Çünkü 5 kız çocuk doğu'da bir evde büyük sorundur. Soyu devam etmeyeceği için üzülen evin erkeği Ömer annesinin acıları içine yer etmiş olan 15 yaşındaki kızı Beyaz hikayenin temelini oluşturur. Oğlu olmayınca Ömer'in geleneklere göre tek çaresi kalmıştır; eve bir kuma getirmek. Ancak kuma getirmek için ödeyeceği başlık parasını ödemeye de imkânı yoktur. Bunun için yörede doğal olan yola başvurur; BERDEL. Yani kendisi eve yeni bir kadın getirecektir kuma olarak ve karşılığında da kuma getirdiği yeni karısının babasına berdel olarak (berdel takas, değişim anlamına geliyor) kızı Beyaz'ı verecektir. Ömer, eve bir kadın getirir; Fatma karşılığında da kızı Beyaz'ı getirdiği kadının hasta ve yaşlı babasına verir. Fatma son umuttur. Odasında doğuracağı oğlanın sünnetlik elbisesi bile asılıdır. Beyaz'ın ve annesinin ise yapacağı bir şey yoktur. Töre karşısında boyunları kıldan incedir. Beyaz, bir sevdiği olduğu halde onu bırakıp istemeye istemeye gelin gider yaşlı ve hasta bir adama. Sonunda Fatma'nın da çocuğu olur fakat bir sorun vardır; yeni doğan çocuk da kızdır. Ömer'in bütün hayalleri yıkılır. Hanım kocasını mutlu etmek için ne yapıp edip bir erkek çocuk doğurmak istemektedir ama yaşı geçmiştir, yeni bir doğum onun için çok risklidir. Sonunda karar verir ve hamile kalır tüm riskleri göze alıp. Ama korkulan gerçekleşmiştir. Ve filmin sonu da ayrı bir hüsrandır. Çünkü yeni doğum, Hanım'ın hayatının da sonudur. Hanım sonunda bir oğlan doğurur Ömer'ine. Fakat bir müjde bir kara haberi de peşinde getirmiştir. Beyaz, doğumdan sonra babasına bağırır;
- Bir oğlun oldu baba, bir oğlun oldu, bir oğlun...
Ömer karısının bulunduğu odadan içeri girer, karısı doğum değil ölüm yatağındadır artık. Ve kocasına son sözlerini söyler;
- Canımı oğluna berdel etmişim.[4]
Hanım, bir Anadolu kadını olarak hayatını evine ve eşine adamasına rağmen evde tek bir varlığın eksiği sürekli hissedilmektedir; Bir erkek çocuk. Çünkü 5 kız çocuk doğu'da bir evde büyük sorundur. Soyu devam etmeyeceği için üzülen evin erkeği Ömer annesinin acıları içine yer etmiş olan 15 yaşındaki kızı Beyaz hikayenin temelini oluşturur. Oğlu olmayınca Ömer'in geleneklere göre tek çaresi kalmıştır; eve bir kuma getirmek. Ancak kuma getirmek için ödeyeceği başlık parasını ödemeye de imkânı yoktur. Bunun için yörede doğal olan yola başvurur; BERDEL. Yani kendisi eve yeni bir kadın getirecektir kuma olarak ve karşılığında da kuma getirdiği yeni karısının babasına berdel olarak (berdel takas, değişim anlamına geliyor) kızı Beyaz'ı verecektir. Ömer, eve bir kadın getirir; Fatma karşılığında da kızı Beyaz'ı getirdiği kadının hasta ve yaşlı babasına verir. Fatma son umuttur. Odasında doğuracağı oğlanın sünnetlik elbisesi bile asılıdır. Beyaz'ın ve annesinin ise yapacağı bir şey yoktur. Töre karşısında boyunları kıldan incedir. Beyaz, bir sevdiği olduğu halde onu bırakıp istemeye istemeye gelin gider yaşlı ve hasta bir adama. Sonunda Fatma'nın da çocuğu olur fakat bir sorun vardır; yeni doğan çocuk da kızdır. Ömer'in bütün hayalleri yıkılır. Hanım kocasını mutlu etmek için ne yapıp edip bir erkek çocuk doğurmak istemektedir ama yaşı geçmiştir, yeni bir doğum onun için çok risklidir. Sonunda karar verir ve hamile kalır tüm riskleri göze alıp. Ama korkulan gerçekleşmiştir. Ve filmin sonu da ayrı bir hüsrandır. Çünkü yeni doğum, Hanım'ın hayatının da sonudur. Hanım sonunda bir oğlan doğurur Ömer'ine. Fakat bir müjde bir kara haberi de peşinde getirmiştir. Beyaz, doğumdan sonra babasına bağırır;
- Bir oğlun oldu baba, bir oğlun oldu, bir oğlun...
Ömer karısının bulunduğu odadan içeri girer, karısı doğum değil ölüm yatağındadır artık. Ve kocasına son sözlerini söyler;
- Canımı oğluna berdel etmişim.[4]
SONUÇ
Berdel, Esma Ocak’ında belirttiği gibi insan takassından başka bir şey
değildir. Takas daha çok ticarette, mal alış-verişinde kullanılan bir terim
iken toplumda nerdeyse duygularının bir anlamı olmayan, düşüncelerine bir önem verilmeyen kadının bir mal olarak
görülüp değerlendiren (takas berdel) bir terim olarak kullanılması içler acısı
bir durumdur. Berdel toplumda onaylanmaması gereken bir evlilik türüdür. Toplum
bu evliliği onaylamakla birlikte; çocuk gelinlerin artmasına, mutsuz, proplemli
evliliklerin oluşmasında ve ayrıca o küçük kadınların umutlarının sönmesine
sebep olmaktadır. Kız kaçırmadan doğan berdellerinde acıdan başka getirdiği bir
şey değildir. Düğünlerde davul, zurna yerine ağıtların yakılması evden sanki
gelinin değil de ölünün çıkması gibidir. Bir ölüyle bir tutulan gelinin bir
mezar taşı bile yoktur. Ayrıca geline yapılan ilk ziyaret, mezar taşına şeker
bayramında yapılan ziyaret gibidir. Burukluk vardır. Sevdiği çocukla değil de
babasının yaşında olan hasta,
yaşlı birileriyle hayatını paylaşan bir kadından, yarınından, toplum ne
bekleyebilir ki? Sırf erkek
evlat için kız evlatlarını feda eden bir toplumdan da bir şey beklememiz ütopik
bir düşünceden başka bir şey olmaz.
KAYNAKÇA
DİHA/Bedran Babat / Mehmet Dursun.
Http://Www.Sabah.Com.Tr/Yasam/17
/12
/2013/Berdelin Yürek Yakan Acısı.
OCAK
Esma, Berdel(İnsan Takası), Tekin Yayın Evi, İstanbul, Mayıs 1982
YÜCEL
Müslüm, Berdel ’evlilik İttifakı’, İstanbul: Agora Kitapçılık, 2008.
* MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ, FEN EDEBİYAT
FAKÜLTESİ,SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ,SOSYAL PSİKOLOJİ,LİSANS ÖĞRENCİSİ.
[1] Müslüm Yücel, Berdel ’evlilik İttifakı’, İstanbul:
Agora Kitapçılık, 2008, s. 80.
[2] http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/12/17/berdelinyurekyakanacisi.
[3] DİHA/Bedran Babat / Mehmet Dursun.
[4] Esma Ocak, Berdel(İnsan Takası), İstanbul: Tekin
Yayın Evi, Mayıs 1982,ss. 150-165.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder