3 Nisan 2014 Perşembe

BERDEL - SERCAN UZUN

                                                          SOSYAL PSİKOLOJİ

                                                                                                         SERCAN UZUN*
GİRİŞ

Berdel, bir evlilik töresi. Gelin değiş tokuşu. İkiz evlilik. Bir aile, genellikle yoksulluk sebebiyle, bir aileden gelin almak için kendi kızını gelin olarak o aileye verir. Berdel; varlıklarına geçici olarak göz yumulan birey anlamına gelir. Berdel, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da başlık parası denkleştiremeyenlerin başvurdukları bir yöntemdir. Aileler, kız çocuklarını aralarında değişerek erkek çocuklarıyla evlendirirlerAçıklama: Açıklama: berdelBir kız, baba, amca ya da amcasının oğlu için de berdel usulü evlendirilebilmekte ve çıkan kan davalarında kızların 'kan berdeli' ya da 'kanın rüşveti' olarak karşı tarafla 'verildikleri' gözlemlenmektedir.  Berdel usulü evliliklerde, berdel yapan aileler artık akraba olurlar ve akraba oldukları için eğer kan davası varsa kan davası biter. Bazı durumlarda kan davasının bitmesi için de berdel usulü evlilikler yapılmaktadır. Ayrıca değiş tokuş.doğuda hala var olan;erkek çocuğu olmayan adamın kendi kızını başka bir doğurgan, hatunla takas etmesi.
"Berdel ülkemizde maalesef halen yaşanan, önünü alamadığımız bir dram... Düşünün ki bir kızı, ona sormadan etmeden gelin verip, karşı taraftan yine aynı şekilde başka kız alıyorsunuz. Ama karşı tarafın boşta erkeği varsa, onu da eldeki kızlardan birine uydurmaya çalışıyorlar, ya da karşılığında arazi ve sürü verilebiliyor. Öylesi de var... Ha o olmazsa veya ihtilaflı araziyse, hisseli tarlaysa mesela... Bu sefer yakın ailelerden sezonluk kiralanan kızlar, yine aynı ailenin karşı tarafa gidecek kızıyla, evin en ufak erkeğinin de rızası olduğu takdir de ki onun da beşik kertmesi burada devreye girer.

           Yücel (2008: 80) kitabında berdelin yapılmasının nedeni olarak öncelikle Eskiler başlık parası vermektense, berdel yapıyorlardı ve kimse başlık vererek kız alacak hali yoktu. İkinci neden olarak ise aileyi sevmeyenlerin olduğunu ve bu yüzden hep yakın akrabalarıyla berdel yaparak birbirlerini korumak amacıyla berdel yapıldığını söyler.[1]
                            Berdel'in yürek yakan acısı
Diyarbakır'da berdelle evlenen Mehmet Baran 11 çocuklu kız kardeşinin eşini vurdu. Eşi de ağabeyini öldüren Mehmet Baran'ı terk ederek 8 çocuğuyla baba evine sığındı
Diyarbakır'da berdel usulüyle birbirlerinin kız kardeşleriyle evli olan 8 çocuk babası Mehmet Baran, 11 çocuklu Kadri Bahadır'ı öldürdü. Oğulları öldürülen Bahadır ailesi gelinlerini, 'torunlarımızın anası' diyerek sahiplendi. Diğer kadın ise 'eşim bile olsa, katilin evinde kalmam' diye çocuklarıyla birlikte evi terk etti. Doğu ve Güneydoğu'da sıkça görülen "berdel" (alınan kız karşılığında başlık parası yerine kız verme) usulü iki evlilikten geriye 2 kadın, 19 çocuk ve tarifsiz bir dram kaldı. Eğil ilçesinin Sarıca köyünde Mehmet Baran (36) ile Kadri Bahadır (45), birbirlerinin kız kardeşleriyle evlendi. Mehmet Baran'ın eşi Meryem annesinin evini ziyarete gidince buna öfkelenen kocası haber gönderip derhal eve dönmesini istedi. Dayak yemekten korkan kadın, eve gelen ağabeyi Kadri Bahadır'a, eşinin çok sinirli olduğunu ve kendisine eziyet edip hakaretlerde bulunduğunu söyledi. Kız kardeşinin daha önce de şiddet görmesinden rahatsız olan Kadri Bahadır, Baran'ın evine gitti. Daha eve girer girmez Mehmet Baran, üzerindeki tabancayla Bahadır'ı öldürdü. Tutuklanan Baran, 18 yıl hapis cezası aldı. 
Kocalardan biri mezara diğeri cezaevine gitti, cinayet davası da sonuçlandı ancak asıl dramı bir başlarına kalan 2 kadın ve 19 çocuk yaşamaya başladı. Fatma Bahadır, 11 çocuğuyla birlikte, kayınpederinin evinde güç koşullarda yaşam savaşı veriyor. Berdel ve cinayet kurbanı diğer kadın, Mehmet Baran'ın eşi Meryem Baran ise, ağabeyinin katilinin evinde yaşamak istemediği için 8 çocuğuyla birlikte köyden kaçtı. Maddi hiçbir gelirleri olmayan kadın ve çocuklarının yardıma muhtaç halde ilçe merkezindeki bir gecekonduda yaşadığı öğrenildi.
Ölen Kadri Bahadır'ın babası Mehmet Bahadır, oğlunu kaybettikten sonra töreler emretse bile gelinlerini baba evine yollamadıklarını belirterek, "Gelinimiz oğlumuzu öldüren katilin kız kardeşi olsa da benim 11 torunumun anasıdır. Oğlumuzun bize emanetidir. Annelerini göndersek bu 11 çocuk ne olacak? Zaten babasız kaldılar bir de anasız mı kalsınlar? Töreleri uygulayacak durumda değiliz. Biz bakıyoruz ama bizim de gücümüzün sınırı var. Bütün bu acılarımızın nedeni berdel belasıdır. Biri kızım biri gelinim, 19 torunum sefil oldu. Hepsi sefalet içinde yaşıyor" dedi. [2]



Çağ dışı, insani hiç bir tarafı olamayan, kadının bir mal olarak görüldüğü yerlerde yapılan berdellerin sonunda; 17/ 12/ 2013 sabah gazetesinin gündeme getirdiği haberin sonucu da gösteriyor ki berdeller iki yuvanın mutlu olması için yapılan bir eylem olmayıp aksine iki yuvanın sönmesine neden olmaktadır. Berdel yapılan ailelerin birinde en küçük bir uyuşmazlık-anlaşmazlık- sonucunda diğer berdelde de anlaşmazlığın sorunun yaşanmasına neden olup iki berdelde de olumsuz davranışlar sergilene neden olur. Yani bir aile eğer diğerine kız veriyorsa, onun karşılığında da gelin verdiği evden bir gelin alıyor. Bu evliliklerden herhangi biri bozulursa, diğeri de otomatik olarak bozulmuş oluyor. Eğer kızlardan biri ölürse, kızın kız kardeşlerinden biri eniştesiyle zorla evlendirilerek berdel'in sürmesi sağlanıyor Bütün bu anlaşmazlıkların sonucunda zarar görenler ise berdelin gerçekleşmesini isteyenler değil, berdel kurbanı olan çocuk denilecek yaşta zorla evlendirilen küçük gelinler ve onların dünya’ya getirdiği,  kendileri gibi hiç günahı olmayan çocuklardır. Aslında berdel sadece hep aşağılanan, hep hor görülen kadınların yürek burkan dramı . Her gün aile meclisi zoruyla tanımadığı birine satılan genç kızların düğünlerinde silahlar patlarken o kızların hayatlarının sönmesi. Bu kızların tek suçu ise Yüreği yoksul ve namuslu olmak.
Mesela Diyarbakır’daki berdelin yürek acısına benzer örnekler bir değil, birden çoktur. Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Yaprak tepe köyünde 12 yaşında berdel usulüyle evlendirilen ve 14 yaşında şüpheli şekilde ölen Kader Ertem’in yaşadığı köyde bütün çocuklara zorla dayatılan bir kader olduğu ortaya çıktı. Kader’in doğum yeri olan
Van’ın Çatak ilçesine bağlı Reşan (Rêşan) mezrasında henüz 12 yaşındayken berdel usulüyle evlendirilen Kader Ertem’in kısa yaşamı birçoğu ölüme götüren eril sistemin özeti gibi. 14 nüfuslu bir ailenin 7′inci çocuğu olarak dünyaya gelen ve hiç okula gitmeyen Kader’in babası 1997 yılında köyde çıkan bir kavga sonucu cezaevine düşer. Babası dışında kendilerine bakan kimsenin olmadığı Kader, daha sonra babasının cezaevinden çıkması ile nüfusa yazılır. Nüfusta 2000 doğumlu olarak yazılan Kader, henüz 12 yaşında iken berdel usulüyle Mehmet Atak ile evlendirildi. 13 yaşında anne olan ve bir yıl sonra ikinci çocuğuna hamileyken düşük yapan Kader, 14 yaşında evinde silahla vurulmuş bir halde bulundu.
         Kader’in 3 ablası da kendisi gibi berdel usulüyle evlendirilmiş. Reşan köyünde tüm kadınlara dayatılan ve acısı olan berdel, kadınlar için adeta sistemli bir düzen haline getirilmiş. Köyde onlarca çocuk, 15 yaşını doldurmadan “berdel” adı altında evlendiriliyor. Berdele karşılık babalar diğer ailenin kız çocuklarını ya kendisi için ikinci eş yada erkek çocukları için alıyor. Kardeşini en son evlendirildiği gün gördüğünü söyleyen Kader’in ablası Asya Ertem, “Ben kardeşimi en son evlendirilirken gördüm. Bizim kaderimiz de kardeşimizinkinden farklı değil. Biz 3 abla da kardeşimiz gibi berdel usulüyle evlendirildik. Açıkçası bu acı tüm bölgenin gerçekliğidir. Artık bu soruna bir çözüm bulunmalı ve çocuk yaşta kadınlar evlendirilmemelidir” dedi.
                Erken evlilik nedeniyle psikolojik olarak büyük travmalar yaşadığını söyleyen abla Asya Ertem, evlendikleri vakit kendilerine eş olacak insanların yüzlerini göremediklerini, evlendirdikleri eve gidince eşleri ile tanıştıklarını söyleyerek, “Bölgede kadına verilen bir önem yok, kadınlar eşya gibi kullanılıyor. Hiçbirimiz severek ya da isteyerek evlenmedik. Evlendiğimizde de kaderimiz bu diyerek, yaşanan her acıya da boyun eğmek durumunda kalıyoruz. Son yıllarda belki bir azalma olduysa da bu tamamen bitmedi, çünkü çocuk yaştaki kadınların acıları halen devam ediyor. Ben bir anne olarak asla kızımın böyle bir evlilik yapmasına izin vermem. Çünkü bu bizim kaderimiz değil, bunu önlemek için herkesimin harekete geçmesi ve erken evliliği önlemek için çalışma yapması gerekiyor” dedi.
Baba 2 evlilik yapmış. Kader’in acılarla dolu yaşamından annesi de payını almış. Annesi üzerine kuma getirilen Kader’in babası Musa Ertem 2 evli. 2 eşinden 14 çocuğu bulunan Ertem’in Ertem gibi köyde bulunan erkeklerin tamamına yakını 2 evli ve her evde onlarca nüfus yaşıyor. 2 evliliğin “şan ve şöhret” gösterisi olarak gösterildiği köyde yurttaşlar geçimlerini ise besledikleri hayvanlarla sağlıyor. Yaptıklarının yanlış olduğunu, ama geçmişten beri 2 evlilik yaptıklarını söyleyen köylüler, bunun nedenin ise eğitimsizlik ve özentiden kaynaklı olduğunu dile getiriyor.
            İsmini vermek istemeyen köy sakinlerinden bir yurttaş, köydeki çocukların çoğunun 13 ila 14 yaşları arasında evlendirildiğini söyledi. Köyde daha önce okulun olmadığını, son 3 yıldır köyde okul açıldığını belirtenler, eğitimsizlik ve fakirliğin berdelin en önemli nedenlerden birisi olduğunu ifade etti. 4′üncü sınıftan itibaren kız çocuklarının okula gönderilmediğini ve 2-3 yıl sonra berdel ya da yüklü miktarda paralarla istemediği kişilerce evlendirildiğini söyleyen yurttaş, “Bu köyde olduğu gibi Doğu’da her tarafında özellikle şehir hayatından uzak köylerde berdel ve yüklü miktarlardaki paralarla evlendirilme almış başını gidiyor. Bu köyde bulunan kız çocuklarının tamamı 13-14 yaşına geldi mi evlendiriliyor. Köyde 4 yıllık ilkokul var, 4 yıl sonra okulu bitiren hiçbir kız çocuğunun okula gitmesine izin verilmiyor. Bu acı sadece bu köyle sınırlı değil, Doğunun bütün köylerinde bu durum aynen böyle.
       Küçük yaşta kızını evlendiren ve kızının ölümü ile sonuçlanan olay üzerine Çatak Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadesi alınmak üzere savcılığa davet edilen baba Musa Ertem ise savcılık çıkışında yaptığı açıklamada, kızının ölümünün şüpheli olduğunu söylemişti. Olayın araştırılmasını isteyen baba Ertem, “Kızımın ölümüne ilişkin şüphelerimiz var. Kızımın bildiğim kadarıyla bir sorunu yoktu. İlkin kızımın tabanca ile intihar ettiğini söylediler. Ama otopside kızımın kırma diye tabir edilen av tüfeği ile öldüğü tespit edildi. Biz de savcılığa olayın araştırılmasını istedi. Aile olarak üzgünüz, kızımın çocuğu annesiz kaldı” dedi.[3]

Aslında Kader’in yaşadığı bu dram Berdel denilen takas türü evlilik; halkımızın bir kesiminin ve özellikle anaların, kızların yaşadığı iç gerçeği suratımıza vuruyor. Berdel erkeği yücelten bir gelenek kadına hiçbir hak sunamaz. Bu gerçeği anlamayan, hala savunan toplumumuz için berdel anıtı dikmek daha doğru bir hareket olurdu.
Esma Ocak(1982) Güneydoğu'da geçen bu hikaye’ye göre;
Hanım, bir Anadolu kadını olarak hayatını evine ve eşine adamasına rağmen evde tek bir varlığın eksiği sürekli hissedilmektedir; Bir erkek çocuk. Çünkü 5 kız çocuk doğu'da bir evde büyük sorundur. Soyu devam etmeyeceği için üzülen evin erkeği Ömer  annesinin acıları içine yer etmiş olan 15 yaşındaki kızı Beyaz hikayenin temelini oluşturur. Oğlu olmayınca Ömer'in geleneklere göre tek çaresi kalmıştır; eve bir kuma getirmek. Ancak kuma getirmek için ödeyeceği başlık parasını ödemeye de imkânı yoktur. Bunun için yörede doğal olan yola başvurur; BERDEL. Yani kendisi eve yeni bir kadın getirecektir kuma olarak ve karşılığında da kuma getirdiği yeni karısının babasına berdel olarak (berdel takas, değişim anlamına geliyor) kızı Beyaz'ı verecektir. Ömer, eve bir kadın getirir; Fatma karşılığında da kızı Beyaz'ı getirdiği kadının hasta ve yaşlı babasına verir. Fatma son umuttur. Odasında doğuracağı
oğlanın sünnetlik elbisesi bile asılıdır. Beyaz'ın ve annesinin ise yapacağı bir şey yoktur. Töre karşısında boyunları kıldan incedir. Beyaz, bir sevdiği olduğu halde onu bırakıp istemeye istemeye gelin gider yaşlı ve hasta bir adama. Sonunda Fatma'nın da çocuğu olur fakat bir sorun vardır; yeni doğan çocuk da kızdır. Ömer'in bütün hayalleri yıkılır. Hanım kocasını mutlu etmek için ne yapıp edip bir erkek çocuk doğurmak istemektedir ama yaşı geçmiştir, yeni bir doğum onun için çok risklidir. Sonunda karar verir ve hamile kalır tüm riskleri göze alıp. Ama korkulan gerçekleşmiştir. Ve filmin sonu da ayrı bir hüsrandır. Çünkü yeni doğum, Hanım'ın hayatının da sonudur. Hanım sonunda bir oğlan doğurur Ömer'ine. Fakat bir müjde bir kara haberi de peşinde getirmiştir. Beyaz, doğumdan sonra babasına bağırır;
- Bir oğlun oldu baba, bir oğlun oldu, bir oğlun...
Ömer karısının bulunduğu odadan içeri girer, karısı doğum değil ölüm yatağındadır artık. Ve kocasına son sözlerini söyler;
- Canımı oğluna berdel etmişim
.[4]
     SONUÇ
   Berdel, Esma Ocak’ında belirttiği gibi insan takassından başka bir şey değildir. Takas daha çok ticarette, mal alış-verişinde kullanılan bir terim iken toplumda nerdeyse duygularının bir anlamı olmayan, düşüncelerine bir önem verilmeyen kadının bir mal olarak görülüp değerlendiren (takas berdel) bir terim olarak kullanılması içler acısı bir durumdur. Berdel toplumda onaylanmaması gereken bir evlilik türüdür. Toplum bu evliliği onaylamakla birlikte; çocuk gelinlerin artmasına, mutsuz, proplemli evliliklerin oluşmasında ve ayrıca o küçük kadınların umutlarının sönmesine sebep olmaktadır. Kız kaçırmadan doğan berdellerinde acıdan başka getirdiği bir şey değildir. Düğünlerde davul, zurna yerine ağıtların yakılması evden sanki gelinin değil de ölünün çıkması gibidir. Bir ölüyle bir tutulan gelinin bir mezar taşı bile yoktur. Ayrıca geline yapılan ilk ziyaret, mezar taşına şeker bayramında yapılan ziyaret gibidir. Burukluk vardır. Sevdiği çocukla değil de babasının yaşında olan hasta, yaşlı birileriyle hayatını paylaşan bir kadından, yarınından, toplum ne bekleyebilir ki? Sırf erkek evlat için kız evlatlarını feda eden bir toplumdan da bir şey beklememiz ütopik bir düşünceden başka bir şey olmaz.






















                                                       KAYNAKÇA


 DİHA/Bedran Babat / Mehmet Dursun.


Http://Www.Sabah.Com.Tr/Yasam/17 /12 /2013/Berdelin Yürek Yakan Acısı.


OCAK   Esma, Berdel(İnsan Takası), Tekin Yayın Evi, İstanbul, Mayıs 1982



YÜCEL  Müslüm, Berdel ’evlilik İttifakı’, İstanbul: Agora Kitapçılık, 2008.




* MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ, FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ,SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ,SOSYAL PSİKOLOJİ,LİSANS ÖĞRENCİSİ.
[1] Müslüm Yücel, Berdel ’evlilik İttifakı’, İstanbul: Agora Kitapçılık, 2008, s. 80.
[2] http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/12/17/berdelinyurekyakanacisi.
[3] DİHA/Bedran Babat / Mehmet Dursun.

[4] Esma Ocak, Berdel(İnsan Takası), İstanbul: Tekin Yayın Evi, Mayıs 1982,ss. 150-165.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder